Bilge Kişi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bilge Kişi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Nisan 2014 Pazar

Tutkuyu Yaşadın

352. Gün (Tutkuyu Yaşadın)
Genç bir adam kendi yöresinde çok tanınan bir bilgenin yanına gitti. Derdi biraz farklıydı. Genç yaşında hep başarı kazanmıştı. Babasından devraldığı küçük işi hızla büyütmüş, zengin olmuştu. Çevresindeki herkes ona saygı gösteriyordu.

Düşmanı yoktu. Evlilikleri başarılı olmuş, çok genç yaşlarda başlayarak birkaç kez baba olmuştu. Ve genç adamın derdi de buradan sonra başlıyordu. Bu kadar erken başarı, çok başarı, çok sayılmak yüzünden bütün çevresindeki insanları "küçük" görmeye başlamıştı. 

Genç adam için "önemli" hiçbir iş, hiçbir insan, hiçbir durum kalmamıştı. Hiçbir konuşmayı birkaç dakikadan fazla dinleyemiyor, okumaya başladığı her şeyi birkaç dakika içinde elinden bırakıyordu. 

Bilge kişi genç adamı uzun uzun dinledi. Genç adam anlattıkça anlattı. Sonra da bilge kişi sordu: "Yaparken zevk aldığın, her şeyden daha fazla ilgini çeken hiçbir şey yok mu?" 

Genç adam bir süre düşündü ve cevap verdi: "Satranç..." dedi, "Ama satrancı da çok iyi oynadığım için rakip bulamıyorum." 

Bilge kişi "Güzel" dedi, "Burada bir öğrencim var, o da iyi satranç oynuyor." Öğrencisini çağırdı, satranç masası kuruldu. Genç adam ve öğrenci karşılıklı oturdular. Bilge kişi aniden "Bir dakika" dedi, "Bu satranç karşılaşması biraz farklı olacak. Kaybeden, kafasını da kaybedecek. Kaybedenin kafasını ben kendi elimle, kendi hançerimle keseceğim. Tamam mı?" Öğrencisi "Tabii efendim" deyince genç adam da daha zayıf bir sesle "Tamam" dedi. 

Oyun başladı. "Her şeyi en iyi yapan", "Her şeyde en başarılı" genç adam boncuk boncuk terliyordu. Yaptığı her atak bilgenin öğrencisi tarafından ustaca savuşturuluyordu. Genç adam terlemeye devam ediyordu. Bir süre sonra savunmaları düşmeye başladı. Öğrenci usta hamlelerle genç adamı sıkıştırmıştı. 

Genç adam bir an bilge kişiye baktı. Gözleri korku doluydu. Bilge kişi o an, bir el darbesiyle
satranç masasını devirdi: "Tamam bitti! . Hiç kimsenin kafası kesilmeyecek!" Genç adam önüne bakıyordu. 


Bilge kişi konuştu: "İşte tekrar tutkuyu yaşadın... Dikkatini toplamayı öğrendin... Hiç kimseyi küçümsememen gerektiğini gördün... Her an ölümün yanında yaşadığın için her şeye değer vermen gerektiğini anladın..." Sonra bilge ve öğrencisi yere saçılmış satranç taşlarını birlikte toplayıp kutusuna koydular.


Renk Kodu: C: 0 M: 62 Y: 100 K: 25

18 Mart 2014 Salı

Can Çıkar Huy Çıkmaz

327. Gün (Can Çıkar Huy Çıkmaz)
Derler ya dostlar insan yedisinde ne ise yetmişinde  de odur diye. Yaşım ilerledikçe atalarımızın söylediği özlü sözlerin ne kadar gerçek ve doğruyu yansıttığına tanık oluyorum. Bu da onu çok ama çok güzel anlatan bir öykü dostlarım...
Köyün birinde çok bilge bir adam varmış. Bazıları bilge adama sormadan bir yere gitmezmiş. Köyün dilencisi de başka köylere gitmek ve dilencilikten kurtulmak istiyormuş, dilenci ilk başta bilge adama danışmak istemez ama onun gibi dilenci arkadaşlarının baskısıyla ertesi gün bilge adamın yanına gitmeye razı olur. Yarın olur bilge adamın yanına gider, bilge hoş geldin der ve içeri alır.  
Dilenci
-Bu köyden gidecektim arkadaşlarım size uğramamı söylediler.
Bilge 
-Hayırdır niçin başka diyarlara gidiyorsun.
Dilenci
-Bu köyde saygınlığım 0 derecenin bile altında saygınlık kazanacağım bir yere gideceğim.
Bilge
-Yani başka köylere gidince dilenciliği bırakacağını söylüyorsun.
Dilenci
-Evet dilenciliği bırakıp bende normal bir insan hayatı sürdüreceğim.
Bilge 
-Normal bir insan olduğunda ne yapacaksın peki?
Dilenci 
-Hayallerim var yeni bir yuva kurmak evlenmek çocuk sahibi olmak istiyorum.

Bilge
-Hayal kurmak güzeldir ama unutma mesele hayalleri hayata geçirmektir.
Dilenci
-Doğru diyorsun ama derler ki kara sularda yüzmek zayıflatır. O yüzden temiz sulara gideceğim ve rahat rahat yüzeceğim.
Bilge
-Yüzmek zayıflatıyorsa balinalar neyi yanlış yapıyor. Önemli olan suya hâkim olmaktır, eğer sen doğru yüzerken zayıflıyorsan bu sudan değil sana verilen terbiyedendir.
Dilenci
-Doğru diyorsunuz ama ben sanki hiç denedim balina gibi yüzmeyi ama olmuyor sulara hâkim olamıyorum hep aynı derede yüzüyorum. Büyük balıklar çok bencil davranıyor.
 Bilge
-Eğer her gün aynı şeritten yüzüyorsan ve başarısızsan başka şeritten gidince başarılı olacağını bildiğin halde gitmiyorsan bu başkalarının bencilliği değil senin korkaklığındır, kendini boşuna yoruyorsun demek ki.

Dilenci
-Aslında ben çok meraklı bir adamım ve diğer köylerde neler oluyor çok merak ediyorum.
Bilge eliyle ufak bir heykeli gösterek;
-Sen bir heykele benzersin; heykelde etrafa bakıp durur ama hiç merak edipte sormaz neler oluyor hayatta. Eğer mutluluğu başka köylerde bulacaksan güle güle git. 

Dilenci çok teşekkür ederek ayrılır. Aradan aylar yıllar geçer Bilge adam bir gün karşı köye gider. Dönüş yolunda dilencinin teki para ister herkesten,
Bilge yardımsever biri olduğundan adama kesesinden 2 - 3 dinar vermek için elini kesesine atar, adama tam parayı verecek iken dilenci bilge adamın hemen ayağına sarılır bilge adam anlar, bu adamın köydeki dilenci olduğunu ve dilenci bilge adamın hemen ayağına sarılır

“Ne olur beni köye geri götür” der.

Bilge adamda 
-Ne o seni köye götürsem, dilenci gözüyle bakacaklar bu seni üzmüyor mu?
Dilenci
-Ha burada dilenci olmuşum ha köyümde ne fark eder.
Bilge
- Tamam seni alacağım artık dilenciliği unut diyeceğim ama unutamazsın çünkü can çıkar huy çıkmaz der ve geri köyün yoluna koyulurlar.
Renk Kodu: C: 24 M:100 Y: 28 K: 13

22 Ocak 2014 Çarşamba

Bilge Kişi

273. (Bilge Kişi)
Formun Üstü
Formun Altı

Şu bilgelere sorulan ve onlarında düşündürücü cevaplar verdiği hikayeler çok hoştur. Birkaç tane buldum bakalım sizde sevecek misiniz?
Bir bilgeye sormuşlar: 
"Efendim, dünyada en çok kimi seversiniz? 
"Terzimi severim," diye cevap vermiş. 
Soruyu soranlar şaşırmışlar: 
"Aman üstad, dünyada sevecek o kadar çok. kimse varken terzi de kim oluyor? 
O da nereden çıktı? Neden terzi?" 
Bilge, bu soruya da şöyle cevap vermiş: 
"Dostlarım, evet ben terzimi severim. Çünkü ona her gittiğimde, benim ölçümü yeniden alır. Ama ötekiler öyle değildir. Bir kez benim hakkımda karar verirler, ölünceye kadar da, beni hep aynı gözle görürler. 

************ 

Bir bilgeye sormuşlar: 
- Bir insanın zekasını nereden anlarsınız? 
- Konuşmasından. 
- Ya hiç konuşmazsa? 
- O kadar akıllı insan yoktur ki!

************ 

Bir bilgeye nasıl bu kadar doğru kararlar alabildiğini sormuşlar, "Deneyim" demiş. O deneyimi nasıl kazandın, diye sormuşlar "Hatalarımla" demiş 

************ 

Bir bilgeye " Nasıl insan oluruz?" . diye sormuşlar ya. 
"Üç adım atlama" gibi bir cevap vermiş bilge kişi: 
Önce sana kötülük yapanlara kötülük düşünmemen gelir, 
İnsanlığa attığın ilk adım budur... Sana kötülük yapanlara iyilik yapabildiğin an ise ikinci büyük adımı atar ve hakiki insan olmaya başlarsın. Nihayet, sana iyilik yapanla kötülük yapan arasında bir fark hissetmeyecek hale geldiğin zaman insan olursun 


************ 

Bilgeye sormuşlar dünya da en güzel şey ne diye? 
´Sevmek´ demiş... 
Peki sonra? demişler... 
´Sevilmek´ demiş... 
Peki neden sevmek sevilmekten önce geliyor? demişler... 
O da demiş ki ´insan sevdiğine sevildiğinden daha çok emindir...


************ 

Bir bilgeye sormuşlar en mutlu insan kimdir. İşte o dağdaki çobandır demiş. 
Neden diye sormuşlar. Çünkü demiş insan bildikleriyle yaşar, onun  bildikleri koyunları ve çevresiyle sınırlı kendisini mutsuz edecek veya kafasını karıştıracak fazla bir bilgiye sahip değil.

Formun ÜstüFormun AltıRenk Kodu: C: 0 M: 53 Y: 100 K: 0