17 Temmuz 2013 Çarşamba

Kırık Kanatlar

84. Gün (Kırık Kanatlar)

Yirmi yaşımdayken annem bana şöyle demişti:
- Manastıra girseydim, hem kendim, hem başkaları için en iyisini yapmış olacaktım.
- Eğer manastıra girmiş olsaydın ben dünyaya gelmezdim, dedim.
- Dünyaya gelmen daha önce kararlaştırılmıştı oğlum, dedi.
- Evet ama dünyaya gelmeden çok önce seni annem olarak seçmiştim ben, diye karşılık verdim.
- Dünyaya gelmeseydin cennette bir melek olarak kalacaktın, dedi.
- Ama ben hâlâ bir meleğim, diye cevaplardım.
Gülümsedi ve dedi ki ' Kanatların nerede peki? '
Elini tutup omzuma koydum ve ' Burada ' dedim.
' Kırılmışlar ', dedi. 


Halil Cibran' ın kendi yaptığı resimlerden biridir.

Bu konuşmadan dokuz ay sonra, annem dönülmez ufukta yitip gitti. Ama 'kırılmışlar' sözü içimde yankılanmaya devam etti...

* * *
Bana mutluluktan söz etme; anısı beni mutsuz ediyor. Bana huzurdan söz etme; gölgesi beni korkutuyor; ama bana, sana, Cennet' in kalbimin külleri içinde yaktığı mübarek feneri göstereceğim; seni bir annenin yegâne bir çocuğunu sevdiği gibi sevdiğimi biliyorsun. Aşk seni kendimden dahi korumayı öğretti bana. Beni, seninle birlikte uzak diyarlara gitmekten alıkoyan şey, ateşle temizlenmiş o aşktır. Aşk, senin özgürce ve erdemli bir şekilde yaşamana imkân vermek için içimdeki arzuyu öldürüyor. Sınırlı aşk, sevdiğini sahiplenmek, sınırsız aşk ise sadece kendini ister. Gençliğin saflığı ve uyanışı arasına düşen aşk kendini sahiplenme ile tatmin eder ve sarılmalarla büyür. Ama gök kubbenin kucağında doğan ve gecenin sırlarıyla inen aşk, edebiyat ve ölümsüzlükten başka hiçbir şeyle huzurlu olamaz; İlahi varlık dışında hiçbir şeyin önünde hürmetle eğilemez.

Halil Cibran
Renk Kodu: C: 0 M: 56 Y: 75 K: 0

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ne güzel kelimeler onlar... Parmaklarınıza sağlık...