Mevlana demiş ki;
Anladım ki susmak bir cüsse işi. Derin denizlerin işi. Sığ suları en hafif rüzgarlar bile coşturabiliyor. Derin denizleri ise ancak derin sevdalar. Anladım ki, derin ve esrarengiz olan her şey susuyor. Anladım ki susan her şey derin ve heybetli!
İki çeşit susmak olduğunu düşünüyorum. Biri gönüllü
yani anladığın için susmak diğeri ise susmak zorunda bırakıldığın için konuşmamak.
Elbette bu olgunluğa erişmek insanın uzun zamanını alıyor. Eğer ruhunun
değişiminde istekliysen o zaman ağır bir sürecin seni beklediğinin farkında
olduğunu biliyorsun.
Bu yolculukta en acımasız davrandığın kişi kendin oluyorsun.
Aklından geçen her düşüncenin hesabını önce kendine veriyorsun. Bazen çok
çirkin yüzleşmelerle baş etmen gerekiyor. Ruhunun çiğ kalmış tarafını ziyaret
etmen gerekiyor. Ve bir kere yüzleşmenin ağır bedelini kendine ödettin mi asla
eskisi gibi olamıyorsun. Ruhuna yalan söyleyemiyorsun; çünkü artık çiğ
taraflarını arayıp bulmanın ya da onu fark etmenin eşiğini çoktan geçmiş
oluyorsun. Bu durumda iki davranış sergiliyorsun birinci yolda yolculuğu yarıda
bırakıyorsun, düşünmemeye çalışıyorsun ama gerçeği nereye gidersen git yanında
götürüyorsun. O zaman kendinden kaçmak yüzleşmeden daha ağır gelmeye başlıyor
zamanla. Neden mi? Kendine yalan söylüyorsun ve en acısı da kendine yaptığın
kötülüğün farkındasın.
İkinci yolda ise yola çıktım ve devam etmeliyim
duygusunun yarattığı karmaşa var. Karşılaştığın her yüzleşme sende hem güç hem de
güçsüzlük duygusu yaratıyor. Neden mi? Çünkü yüzleşmeden ya sağ çıkıyorsun ya
da çıkamıyorsun. Eğer yüzleşmenin ya da farkında olmanın ruhunda yarattığı
temizlenme duygusunu bir kere tadarsan bu seni çok güçlü kılıyor. Hayatta en
dürüst davranman gereken kişinin kendin olduğunu bilmenin gücü seni insan
yapıyor. Ve işte o zaman susmalara gönüllü olarak teslim ediyorsun kendini.
İşte bu yüzden susmak özellikle de bilerek susmak
kendi derinliğine erişmiş kişinin işidir. Benim hala susamadığım yönlerim var. Bazen
düşüncelerimin yüzleşmesini yapamıyorum. Yüzleştiğimde çektiğim acı çiğ
taraflarımı ortaya döküşümdeki acımasızlık beni üzüyor. O zaman kendime diyorum
ki demek ki bununla yüzleşebilmem için öğrenmem gereken yeni bir bilgiye ya da
deneyime ihtiyacım var. Demek ki susmanın öğrenmem gereken bir başka aşaması
daha var. İşte o yüzden öğrenmekten asla vazgeçmiyorum.
Derim ki dostlar başkasını kandırmak kolaydır çünkü
asla gerçeği öğrenemeyebilir ve siz onunla
yüzleşmek zorunda kalmayabilirsiniz ama ya
kendini kandırdığında bunu bile bile yaşamak zannedersem ki kendinize yapabileceğin en büyük kötülüktür.
Bilerek susmaların anlamlı dünyasına adım attığınızda
bilin ki ruhunuzun derinliklerinde kendinizi bulmuşsunuzdur.
Kendinizi bulacağınız derinlikte buluşmak dileğiyle…
RENK KODU: C: 0 M: 58 Y: 100 K: 13
paylaşımlarınızda çok içtensiniz :) evet kesinlikle hissettiğim bu...
YanıtlaSilGüzel günler diliyorum.
Teşekkür ederim.Ruhumda yaşananları yazdım...
Sil