30 Mayıs 2013 Perşembe

Keçiboynuzu ve Pırlanta

36. Gün (Keçiboynuzu ve Pırlanta)

Keçiboynuzu (Ceratonia siliqua), baklagiller (Fabaceae) familyasından olup Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü yerlerde doğal olarak yetişen ve baklaları (meyveleri) yenen, her daim yeşil çalı ya da ağaç formunda olan bir bitki türüdür.



Özellikle antik dönemde meyveleri çok tüketilirmiş. Baklayı andıran meyvesi sıcakların etkisiyle karardığı zaman olgunlaşır ve bu dönemde toplanır. Tozu çikolata ve kakao yapımında kullanılır; tozundan bir tür kahvede elde edilir. Keçiboynuzu (Harnup), gölgesi serinlik veren kendiliğinden güzel bir biçim alan heybetli bir ağaçtır.
Bir rivayete göre, Lokman Hekim, günlerden birinde Anadolu' nun güneyindeki insanların dertleriyle ilgilenmek üzere yola çıkar. Toros Dağları 'ndan aşağıya inip Akdeniz'e doğru ilerlerken limon ağaçlarını görür. Orada yaşayan insanların daha sağlıklı olabileceğini düşünerek ilerlerken yolunun sağının solunun keçiboynuzu ağaçlarıyla örtülü olduğunu görür. Orada durup yanındakilere "Buranın insanlarının bana ihtiyacı olmaz." deyip geri döner.


Prof. Dr. Aydın Akkaya’ nın açıklamasına göre,
"Keçiboynuzu çekirdeği, doğada ağırlığı değişmeyen bir tohumdur. Bütün tohumlu bitkilerden yalnız keçiboynuzu uzun süre suda bekletildikten sonra filiz verebilir. Bu hem çok kuruduğu ve meyvesinden çıktıktan sonra son ve sabit ağırlığını aldığı için, hem de içine su alma olasılığı çok az ve çok uzun zamana bağlı olduğu içindir. Bu nedenle Araplar, Selçuklular ve Osmanlılar döneminde ağırlık ölçüsü olarak kullanılmıştır. 16 tanesi bir dirhem eder. Dirhem, değişmekle birlikte 3 gr. ağırlığı temsil etmektedir. Satıcı iki dirhemlik (32 çekirdek) bir şey satarken lütfedip 1 çekirdek fazla tartarsa bu, malı alanın itibarını gösterir. Olağandan fazla giyinen, süslenen vb. kişilere iki dirhem bir çekirdek denmesi bundan kaynaklanmaktadır."
Ve en önemlisi de Pırlantanın ağırlığı karat ile ölçülür. Karat ağırlığı, pırlantanın en kolay ölçülebilir niteliğidir. "Karat" sözcüğü, eski mücevher tüccarlarının pırlantalarını tartmak için kullandıkları "carob" adı verilen keçiboynuzu tohumundan gelmektedir. Bu tohumların ağırlığı, şaşılacak derecede birbirine benzerlik gösterir. Eskiden 1 karatlık pırlanta 1 keçiboynuzu tohumunun ağırlığına eşittir.

Şaşırmamak elde değil…

RENK KODU: C:30 M:6 Y:0 K: 0

2 yorum:

  1. dişlerim kaplama olduğundan beri keçiboynuzu yiyemiyorum yani 20 yıldır:)) çocukluğumun yemişi bana göre.çok severdim hele koku ve aroması..şimdi ise pekmezini ve tozunu çok tüketiyorum.çok faydalı olduğunu biliyorum özellikle çocuklar çok yemeli.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Coğrafyamızın bize güzel bir armağanı...

      Sil

Ne güzel kelimeler onlar... Parmaklarınıza sağlık...