Sevgili dostlar,
sonunda tatile çıkabildim. Uzun ve yorucu bir eğitim - öğretim sürecinden sonra
nihayet dinlenme zamanı geldi. Elbette bu okumaya ya da yazmaya ara vereceğim
anlamına gelmiyor. Aldığım yeni kitapları bitirmek bu yaz yapacağım en önemli
iş olarak karşımda duruyor. Kelimeleri seven biri olarak okunacak onca kitabın
varlığı beni mutlu ediyor diyebilirim. Ben romanları araştırır, biriktirir
sonra aralıksız ardı ardına okurum. Bu sayede kendime bir roman ziyafeti çekmiş
olurum. Yine biriktirdiğim romanları okuma dönemine girdim.
Roman ziyafetimin
ilk romanını okuyanların sayısı oldukça yüksek... Uzun zamandır adını duyduğum
ama okumaya cesaret edemediğim bir kitap vardı. Beni etkileyeceğini biliyordum
ama bu kadar üzüleceğimi bilmiyordum. Sonunda bir öğrencimin “Artık bu kitabı okumalısınız.” öğüdüne uyarak
okumaya başladım. “Uçurtma Avcısı”…
Kitap geçen gece
bitti. Bunca yıldır onlarca roman okudum. Onlarca kelimeye ev sahipliği yaptı
yüreğim ama hiçbir kitapta bu kadar hıçkırıklarla ağladığımı hatırlamıyorum.
Yüreğimin en derininden etkilendiğimi söyleyebilirim. Ben mi çok yaralandım
okurken yoksa başka okuyucular da bu kadar etkilendi mi bilmiyorum? Çocukların
çaresizliklerle karşı karşıya kalması beni her zamanki gibi çok etkiledi. Hele
bir de bilerek yapılan kötülüklere maruz kalan çocuklar… Okumayanlar olabilir
diye daha fazla bahsetmeyeceğim. Bir roman sever olarak beğenmek bir yana
kalbimin çok ama çok kanadığını söyleyebilirim…
Gelelim bugün ki
yazımıza. Ben Osho’ yu çok severim. Sizlere daha önce de anlatmıştım bu Hintli
felsefe profesörünü… Bugün bir yazısına rastladım ve sizinle paylaşmak istedim.
Umarım beğenirsiniz…
“Ne yaparsan yap, sadece mümkün olduğu kadar
onu bütün bir şekilde yap.
Yürümekten hoşlanıyorsan, güzel! Şayet
ansızın artık hareket etme dürtüsü ya da arzusu olmadığını fark edersen, derhal
otur; senin iradene karşı tek bir adım bile atılmamalı.
Ne gerçekleşirse gerçekleşsin, kabul et, ondan hoşlan ve hiçbir şeyi zorlama. Konuşmaktan
hoşlanıyorsan, konuş. Sessiz olmak hoşuna gidiyorsa, sessiz ol ― sadece
duyguyla hareket et. Tek bir an için bile olsa herhangi bir şekilde zorlama, çünkü bir kez
herhangi bir şeyi dayattığında
sen ikiye bölünürsün ve sorun
yaratır bu; sonra bütün hayatın bölünmüş olur.
İnsanlığın tümü neredeyse şizofrenik
olmuş hâlde, çünkü bizler her şeyi zoraki yapmayı öğrenmiş bulunduk. Gülmek isteyen kısım ve
gülmene izin vermeyen kısım ayrılır ve sonra sen bölünmüş olursun. Bir üst sınıf ve bir alt
sınıf yaratırsın ve çatışma olur. Çatışmanın yarattığı çatlak daha ve daha ve
daha da büyüyebilir. Öyleyse problem bu çatlağa nasıl bir köprü kurulacağı ve
onun artık nasıl yaratılmayacağıdır.
Zen’de çok güzel bir özdeyiş var:
Oturuyorsun, sadece otur. Yürüyorsun, sadece yürü. Hepsinden önemlisi,
bocalama.”
OSHO
Renk Kodu: C: 0 M: 0 Y: 100 K: 25
ne güzel bir yazı
YanıtlaSil