290. Gün (Ne Zamana Kadar, Ey İnsan!)
Bir bağ,
Bu dünya ile
sonraki arasında;
Susayanlar
için, bir tatlı su havuzu;
Bir dikili
ağaç
Güzellik
ırmağının kıyısında dileyen aç kalplere olgun meyveler sunan
Umutla
şakıyan bir kuş
Konuşmanın
dallarında
Bedenleri
duyarlılıkla dolduran ezgiler söyleyerek
Yükselip
Cennetleri dolduran
Bir beyaz
bulut gökyüzünde
Ve sonra
cömertlik saçan Hayat'ın kırlarındaki çiçeklere bir melek
Tanrılar'ın
gönderdiği insanlara tanrıların yollarını öğretsin diye
Asrarte'nin
yağla doldurduğu
Karanlığa
yenilmemiş
Işıması
gizlenmemiş bir ışık
Apollo'dan
saçılan
Tek başına
Basitliği
giyinmiş
Ve
duyarlılıkla beslenmiş
Doğa'nın
koynuna oturmuş, yaratmayı öğrenirken
Ve ruhun
inişini beklerken
Gecenin
sessizliğine uyanmış.
Duygu
bahçesine gönlünün tohumlarını ekmiş bir çiftçi
İnsanlar
götürür ürününü toplanacağı ambara
Ozan'dır o
insanların o yaşarken kulak vermedikleri
Ve ayrılınca
dünyadan, kendi cennetine gideceğini bildikleri
İnsanların
küçük bir gülüşü bile sakındığı şeyleri arayan O'dur;
Onun
nefesleri yükselip, güzelliğin canlı hayaliyle gökkubbeyi doldurur.
Oysa
insanlar, ondan yiyeceği ve sığınağı sakınır.
Ne zamana
kadar, ey insan,
Ey varlık,
ne zamana kadar
Onur evleri
kuracaksın onlara
Kanla
yoğrulmuş topraktan
Ve sana
barış ve rahatlık sunanlardan kaçınacaksın?
Ne zamana
kadar öldürmeyi öveceksin
Ve baskı
boyunduruğu altında boyun eğenleri?
Ve unutacak
mısın, günlerin görkemini görmen için
Karanlığa
ışık saçanları?
Onlar ki
sırlar içinde yaşarlar
Senin
erişemeyeceğin o mutluluk ve keyfiyle
Ve siz ey
ozanlar
Bu hayatın
hayatları:
Fethettiğiniz
yılları
İnsanların
zalimliğine karşın
Ve bir defne
dalı kazandınız
Aldatmanız
dikenlerinden
Siz,
gönüllerin üstünde bağımsızsınız
Ve sonsuz
olacak sizin krallığınız
Halil Cibran
Renk Kodu:
C:38 M:37 Y: 59 K: 0
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Ne güzel kelimeler onlar... Parmaklarınıza sağlık...