304. Gün (Er
Geç Beni Affedeceksin)
Er
geç beni affedeceksin. Bir şey beklemeden, bir şey istemeden affedeceksin. Sevgin
seni oraya götürecek. Düşe kalka ilerleyeceğin yollarda, taşlar kanatacak
ayaklarını. Issız, karanlık ormanlardan geçeceksin yapayalnız. Sonra bir
bataklık başlayacak gözün alabildiğine. Omuzlarına kadar yapışkan çamurlara
saplanacaksın. Durmadan yağmur yağacak üstüne, iliklerine kadar ıslanacaksın,
üşüyeceksin. Ahtapot elleri gibi uzun, pis sarmaşıklar dolanacak ayak
bileklerine. Dört yanında kara bataklık kuşları dönecek çığlık çığlığa. Geçmiş
zamanı düşüneceksin. O bir daha yaşanılmaz günleri, geceleri düşüneceksin. Bataklığın
son bulduğu yerde zift gibi koyu bir gece başlayacak geçmiş gecelere benzeyen. Yürüyeceksin,
ağır ağır ilerleyeceksin zamanın ve gecenin ortasında. Keskin bir rüzgâr
çıkacak, merhametsiz kırbaçlar gibi parçalayacak yüzünü.
Sonra bir dağ yamacına varacaksın, bitkin ve perişan. Uzaklarda cılız bir ışık göreceksin. Sen yaklaştıkça büyüyecek, sıcak kollarıyla saracak seni; fakat sen o ışığın olduğu yere hiç bir zaman varamayacaksın ve bu gerçeği anladığın anda yıkılacaksın, korku ve ümitsizlik saracak yüreğini, ağlayacaksın.
İşte o zaman beni düşüneceksin, çektiklerimi, senin için katlandığım şeyleri düşüneceksin. Bulutlar dağılacak. Seni nasıl sevdiğimi, nasıl yüceleştirdiğimi, nasıl erişilmez ışık haline getirdiğimi birer birer anlayacaksın.
Onun için beni affet demeyeceğim sana. Er geç anlayacak ve affedeceksin. Bunu biliyorum. Karşılaşmamız kaderdi belki ama çektiğimiz çiledir, bizi birbirimize yaklaştıran, o korkunç ümitsizlik, büyük çaresizliklerdir.
Acılarımızı yitirmeyelim…
Sonra bir dağ yamacına varacaksın, bitkin ve perişan. Uzaklarda cılız bir ışık göreceksin. Sen yaklaştıkça büyüyecek, sıcak kollarıyla saracak seni; fakat sen o ışığın olduğu yere hiç bir zaman varamayacaksın ve bu gerçeği anladığın anda yıkılacaksın, korku ve ümitsizlik saracak yüreğini, ağlayacaksın.
İşte o zaman beni düşüneceksin, çektiklerimi, senin için katlandığım şeyleri düşüneceksin. Bulutlar dağılacak. Seni nasıl sevdiğimi, nasıl yüceleştirdiğimi, nasıl erişilmez ışık haline getirdiğimi birer birer anlayacaksın.
Onun için beni affet demeyeceğim sana. Er geç anlayacak ve affedeceksin. Bunu biliyorum. Karşılaşmamız kaderdi belki ama çektiğimiz çiledir, bizi birbirimize yaklaştıran, o korkunç ümitsizlik, büyük çaresizliklerdir.
Acılarımızı yitirmeyelim…
Ümit Yaşar Oğuzcan
Sahibini Arayan Mektuplar -13-
Renk Kodu: C: 11 M: 0 Y: 27 K: 38
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Ne güzel kelimeler onlar... Parmaklarınıza sağlık...