152.
Gün (Dayanılmaz
Olan)
Dün
bir söz okudum Kafka’dan ve çok beğendim. Paylaşayım sizlerle.
“Dayanılmaz olan aslında yaşam değilmiş, insanlarmış.”
İnsanların o iğneli
dilleri kalplerimize saplanmasın diye uzak duruyoruz. İnsanlar içlerinde
kanayan yaralarının acısını başkalarını acıtarak azalttığı için onlarla olmayı
tercih etmiyoruz. Bence korktuğumuz için değil bu uzak duruşun nedeni. Her yeni
yarayı kendi başımıza onarmaya çalışmaktan yorulduğumuz için uzak duruyoruz.
Ben öyle yapıyorum mesela. Laf arasında laf sokan biri ile karşılaştığımda
hayatımdan çıkarıyorum. Anlıyorum ki başkasını iğneleyerek kendini onarıyor. Peki
aldığım yarayı kim onaracak? Ben başkasını sözlerimle dövmeyi seçmediğime göre
bu insanların da hayatımda yeri yok. Yaş ilerledikçe artık ruhum bu insanları
yük olarak taşımak istemiyor. Bunun nedeni korku mu? Bence değil sadece insanlar
arasında seçim yapıyoruz. Ruhunu seveni, seni sözüyle yaralamayanı kalbimize
konuk ediyoruz... Bu kadar basit bir seçim işte…
Yakınlıkla
ilgili Osho ustanın bir yazısına rastladım. Çok beğendim. Kendi düşüncelerimle
bir bağlantısı olup olmadığını düşündüm. Yoksa yanlış mı düşünüyorum? Yoksa
yanlış mı davranıyorum seçim yapmakta?
“Herkes
yakınlıktan korkuyor; bunun farkında mısın, değil misin, o ayrı bir konu.
Yakınlığın anlamı kendini bir yabancının önünde açığa vurmaktır. Ve hepimiz
yabancıyız; kimse kimseyi tanımıyor. Kendimize bile yabancıyız çünkü kim
olduğumuzu bilmiyoruz. Yakınlık seni bir yabancıyla yan yana getirir. Bütün
savunmaları bırakman gerekir ancak o zaman mümkündür yakınlık. Ve korkuyorsun;
eğer savunmaları, maskeleri bırakırsan kim bilir o yabancı sana ne yapacak? Bin
bir türlü şey saklıyoruz; sadece başkalarından değil, kendimizden de. Çünkü her
türlü baskı, çekingenlik ve tabuyla hasta düşmüş bir insanlık tarafından
yetiştirildik.
Korkuyorsun;
o yabancıyla aranda biraz savunma, biraz mesafe tutmak sana kendini daha
güvenli hissettiriyor. Ya senin zaaflarını, kırılganlığını, incinebilirliğini
sana karşı kullanırsa? O insanla otuz-kırk yıl birlikte yaşamış olsan bile fark
etmiyor, yabancılık hiç kalkmıyor ortadan.
Herkes
yakınlıktan korkuyor.
Bu
karmaşık bir sorun, çünkü herkes yakınlık istiyor. Herkes yakınlık istiyor,
aksi halde bu evrende yapayalnızsın; arkadaşsız, sevgilisiz, güvenip yaralarını
açabileceğin hiç kimse olmadan. Yaralar da acıtmazlarsa asla iyileşmezler.
Gizlendikçe daha tehlikeli olur, kansere dönüşürler.
Yakınlık
temel bir ihtiyaç; herkes onun özlemini çekiyor.
Bir
taraftan karşındaki insanın sana yakın olmasını, savunmaları bırakmasını,
kırılganlığını ve yaralarını göstermesini, maskelerini ve sahte kimliğini
bırakıp çıplak kalmasını istiyorsun. Öbür taraftan da yakınlıktan korkuyorsun;
yakın olmak istiyorsun ama kendi savunmalarını bırakmıyorsun. Dostlar,
sevgililer arasındaki çelişkilerden biri bu: Kimse savunmayı bırakıp çıplak ve içten
olmak istemiyor, ama herkes yakınlık istiyor.”
OSHO –
Yakınlık kitabından alıntıdır.
Renk Kodu: C: 0 M: 33 Y: 47 K: 0
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Ne güzel kelimeler onlar... Parmaklarınıza sağlık...