13 Mart 2014 Perşembe

Fısıltı

322. Gün (Fısıltı)
Çok hoş bir hikâye… Çok beğendim.
Uzak dağlardaki kaynağından çıkan bir ırmak, her çeşit coğrafi bölgeden geçtikten sonra, en sonunda çölün kumlarına ulaştı, ama diğer tüm engelleri aştığı gibi bu engeli de aşmaya çalışınca, kuma girdikçe sularının kaybolduğunu fark etti.
Yazgısının bu çölü aşmak olduğundan emindi, ama hiçbir yol bulamıyordu. Birden çölün içinden gelen gizli ses şöyle fısıldadı:
-  “Rüzgâr çölü geçebilir, o halde ırmak da geçer.”
Irmak kendini kumun üzerinde attığını ama emildiğini söyleyerek karşı çıktı; rüzgâr uçabiliyordu, bu nedenle çölü geçebiliyordu.
Fısıltı:
- “Kendi geleneksel yolunca hamle ederek öbür tarafa geçemezsin. Ya kaybolur gider ya da bataklığa dönüşürsün. Rüzgârın seni hedefine götürmesine izin vermelisin.”
Irmak:
- “Ama bu nasıl olabilir?” diye sordu.
-  “Rüzgârın seni emmesine izin vererek…”
Bu fikri ırmak kabul etmedi. Daha önce emilip başka bir maddeye dönüşmemişti. Kendi kimliğini yitirmek istemiyordu. Bir kere yitirdikten sonra yeniden kazanıp kazanmayacağını nerden bilebilirdi?
Kum:
-  “Rüzgâr bu işi yapar.” dedi. “Suyu alır, çölün üzerinden geçirir ve yeniden bırakır. Yağmur olarak yağıp, su yeniden ırmak olur.”
Irmak:
-  “Bunun doğruluğundan nasıl emin olabilirim?”
-  “Bu böyledir, ama eğer inanmıyorsan bataklıktan başka bir şey olamazsın ve bu bile yıllar alır, ayrıca ırmakla aynı şey değil.”
-  “Ama bugün olduğum ırmak olarak kalamaz mıyım?”
-  “Kalamazsın. Ama senin özün taşınıp yeniden bir ırmak oluşturur. Bugün bile bu adı taşıyorsun, çünkü hangi kısmının senin asıl parçan olduğunu bilmiyorsun.”
Bunu duyunca ırmağın düşüncelerinde bazı şeyler yankılanmaya başladı. Bir rüzgârın kollarında taşındığı bir zamanı anımsadı ve bunun yapılacak aşikâr şey, gerçek şey olduğunu anımsadı. Ve ırmak, buharını rüzgârın ona uzanan kollarına emanet etti; o da onu kolayca ve nazikçe yukarılara taşıdı. Kilometrelerce ötede, bir dağın doruğuna ulaşınca yumuşak bir şekilde bıraktı. Ama kuşkuları olduğu için, ırmak, deneyiminin ayrıntılarını daha güçlü anımsayıp kaydedebildi. “Evet sonunda gerçek kimliğimi öğrendim.” diye düşündü. Irmak öğreniyordu ama kumlar fısıldadı:
-   “Biliyoruz, çünkü her gün bunun olduğunu görüyoruz. Çünkü biz kumlar, ırmaktan dağa kadar uzanıyoruz.”
İşte bu nedenle, yaşam ırmağının yolculuğuna nasıl devam edeceği kumlarda yazılıdır denir.”


Formun Üstü
Formun Altı

Formun ÜstüFormun AltıFormun ÜstüFormun AltıRenk Kodu: C: 100 M: 48 Y: 0 K: 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ne güzel kelimeler onlar... Parmaklarınıza sağlık...