322. Gün (Fısıltı)
Çok hoş bir hikâye… Çok beğendim.
“Uzak dağlardaki
kaynağından çıkan bir ırmak, her çeşit coğrafi bölgeden geçtikten sonra, en
sonunda çölün kumlarına ulaştı, ama diğer tüm engelleri aştığı gibi bu engeli
de aşmaya çalışınca, kuma girdikçe sularının kaybolduğunu fark etti.
Yazgısının bu çölü aşmak olduğundan emindi, ama hiçbir
yol bulamıyordu. Birden çölün içinden gelen gizli ses şöyle fısıldadı:
- “Rüzgâr çölü geçebilir, o halde ırmak da geçer.”
Irmak kendini kumun üzerinde attığını ama emildiğini
söyleyerek karşı çıktı; rüzgâr uçabiliyordu, bu nedenle çölü geçebiliyordu.
Fısıltı:
- “Kendi geleneksel yolunca hamle ederek öbür tarafa
geçemezsin. Ya kaybolur gider ya da bataklığa dönüşürsün. Rüzgârın seni
hedefine götürmesine izin vermelisin.”
Irmak:
- “Ama bu nasıl olabilir?” diye sordu.
- “Rüzgârın seni emmesine izin vererek…”
Bu fikri ırmak kabul etmedi. Daha önce emilip başka bir
maddeye dönüşmemişti. Kendi kimliğini yitirmek istemiyordu. Bir kere
yitirdikten sonra yeniden kazanıp kazanmayacağını nerden bilebilirdi?
Kum:
- “Rüzgâr bu işi yapar.” dedi. “Suyu alır, çölün
üzerinden geçirir ve yeniden bırakır. Yağmur olarak yağıp, su yeniden ırmak
olur.”
Irmak:
- “Bunun doğruluğundan nasıl emin olabilirim?”
- “Bu böyledir, ama eğer inanmıyorsan
bataklıktan başka bir şey olamazsın ve bu bile yıllar alır, ayrıca ırmakla aynı
şey değil.”
- “Ama bugün olduğum ırmak olarak kalamaz mıyım?”
- “Kalamazsın. Ama senin özün taşınıp yeniden bir
ırmak oluşturur. Bugün bile bu adı taşıyorsun, çünkü hangi kısmının senin asıl
parçan olduğunu bilmiyorsun.”
Bunu duyunca ırmağın düşüncelerinde bazı şeyler
yankılanmaya başladı. Bir rüzgârın kollarında taşındığı bir zamanı anımsadı ve
bunun yapılacak aşikâr şey, gerçek şey olduğunu anımsadı. Ve ırmak, buharını rüzgârın
ona uzanan kollarına emanet etti; o da onu kolayca ve nazikçe yukarılara
taşıdı. Kilometrelerce ötede, bir dağın doruğuna ulaşınca yumuşak bir şekilde
bıraktı. Ama kuşkuları olduğu için, ırmak, deneyiminin ayrıntılarını daha güçlü
anımsayıp kaydedebildi. “Evet sonunda gerçek kimliğimi öğrendim.” diye düşündü.
Irmak öğreniyordu ama kumlar fısıldadı:
- “Biliyoruz, çünkü her gün bunun olduğunu
görüyoruz. Çünkü biz kumlar, ırmaktan dağa kadar uzanıyoruz.”
İşte bu nedenle, yaşam ırmağının yolculuğuna nasıl devam
edeceği kumlarda yazılıdır denir.”
Renk Kodu: C: 100 M: 48 Y: 0 K:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Ne güzel kelimeler onlar... Parmaklarınıza sağlık...