256. (Düş Kurmak Üzerine)
“Boşluğun üzerine kuzeyi yayar ve hiçliğin üzerinde dünyayı asar.”
Bilge demkeşin anlattığına göre, fî tarihinde çok uzak bir ülkenin padişahına
gelen kâhinler ona ülkesinin büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu
söylemişlerdi. Söz konusu tehlike ise, bir yıl sonra doğacak olan ve kurduğu
düşlerin hepsi bir anda gerçeğe dönüşüverecek bir çocuktan ibaretti. Öyle ki,
çocuk eğer başkentteki bütün evlerin altın olduğunu düşünürse, evler gerçekten
o anda altın oluverecekti. Bununla birlikte eğer padişahın fakir olduğunu düşünecek
olursa sarayları, köşkleri, atlasları ve altınları o anda
hiçliğe karışacak
olan padişah parasız pulsuz biri olacaktı. Çocuğu doğar doğmaz öldürmek de
olmazdı, çünkü kader artık bağlanmıştı. O hiçbir şey düşünmeyecek olursa,
düşünülmedikleri için artık ne dünya ne de kendileri varolabilirlerdi. Bunları
işitir işitmez dehşet içinde kalan padişahın emriyle söz konusu çocuk aranıp
bulunmuş ve kırk bir ilim üstadı olan doksan dokuz âlim, gerçek olan ne varsa
ona öğretmeye başlamıştı, öyle ki, çocuk bu sayede sadece gerçek olanları
düşünecek ve böylece âlemin nizamı aksamayacaktı. Fakat düş kurması
yasaklandığı için sonunda bu çocuk mutsuz olmuştu. Onunla birlikte ülkenin de
mutsuz olduğunu gören en yaşlı bilgin, günlerce düşündükten sonra nihayet bir
çözüme ulaşmış ve çocuğa, düş kurmasının yasak olduğunu, ama insanların düş
kurduğunu düşlemesine herhangi bir sakınca olmayacağını söyleyerek ona izni
vermişti.
İhtiyar demkeş, ademoğlunun gördüğü her rüyanın, kurduğu her düşün işte bu
mutsuz çocuğun eseri olduğunu söyleyip hikayesini bitirdi.
İhsan Oktay Anar / Puslu Kıtalar Atlası
Renk Kodu: C: 72 M: 68 Y: 79 K: 19
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Ne güzel kelimeler onlar... Parmaklarınıza sağlık...