276. (Burdayım,
Sırrım, Sırdaşım!)
Burdayım, sırrım, sırdaşım!
Burdayım, senin hizmetindeyim, gayem, anlamım.
Seni çağırıyorum, daha çok sen beni kendine çağırıyorsun:
Söyler miydim? Sana eğer bana demeseydin?
Varlığımın çekirdeği, gayretimin amacı,
İfadem, lisanım ve tutukluğum!
Sen benim Varımsın, Göz ve Kulağım
Hücrem ve şeklim benim tümümsün…
Ruhumun bağlanıp da senin Heybetinden, mum gibi eriyip giderken...
Orda sen idin benim rehinim.
İtaatle sana, sılada olan yar, feryat ediyorum acılarımı.
Bana düşman yardım ediyor bunda.
Yaklaşıyorum, ama korkum beni uzaklaştırıyor.
Beni derindeki kök salmış, özlemin sarsıyor.
Ne yapıyorum, içten bir dosta bağlanmışçasına ?
Hekim hastalığımdan bıktı usandı.
Diyorlar ki bana : ’’ Kendi Kendini iyileştir! ’’
Ama nasıl?
Burdayım, senin hizmetindeyim, gayem, anlamım.
Seni çağırıyorum, daha çok sen beni kendine çağırıyorsun:
Söyler miydim? Sana eğer bana demeseydin?
Varlığımın çekirdeği, gayretimin amacı,
İfadem, lisanım ve tutukluğum!
Sen benim Varımsın, Göz ve Kulağım
Hücrem ve şeklim benim tümümsün…
Ruhumun bağlanıp da senin Heybetinden, mum gibi eriyip giderken...
Orda sen idin benim rehinim.
İtaatle sana, sılada olan yar, feryat ediyorum acılarımı.
Bana düşman yardım ediyor bunda.
Yaklaşıyorum, ama korkum beni uzaklaştırıyor.
Beni derindeki kök salmış, özlemin sarsıyor.
Ne yapıyorum, içten bir dosta bağlanmışçasına ?
Hekim hastalığımdan bıktı usandı.
Diyorlar ki bana : ’’ Kendi Kendini iyileştir! ’’
Ama nasıl?
Hastalıktan hastalığa iyileştire bilir
miyim kendimi ?
Beni halsiz ve hasta yapıyor tek onun Aşkı-
Ona nasıl, kendi kendine şikayet edeyim?
Şüphe yok, onu tattım, Kalbim onu tanır,
Sadece göz kıblem onu söyleyebilir.
Beni halsiz ve hasta yapıyor tek onun Aşkı-
Ona nasıl, kendi kendine şikayet edeyim?
Şüphe yok, onu tattım, Kalbim onu tanır,
Sadece göz kıblem onu söyleyebilir.
Vah benim Canıma, Can canıma!
Vah beni ! Azabımın sebebi kendimim!
Aynı bir boğulan kişi gibi - parmaklarını görüyorsun.
Yalvarıyor yardım istiyor - ve denizin içine batıyor.
Hiç bir kimse bilmiyor, bana ne olduğunu,
O benim ne çektiğimi bilen, O içimdeki boyun eğdiğinde:
Onun elinde duruyor çünkü ölümüm, yaşamım.
Ey yüce Arzu, benim misafirim, beni bana öğreten.
Canım, Dünyam, İnancım!
Konuş deki: ’’ Seni satın aldım ’ ’kulağımla, gözümle!
Nedendir bu Nazın, sılanda kime?
Eğer sen, Gözlere uzak saklanırsan:
Seni Kalbim ta uzaktan tanır, bilir.
Gönlümde bütün düşünceler senin üzerine döner.
Dilim başka bir şey söylemez, senin Aşkından başka.
Doğu’ya dönsem baksam, batıdan doğarsın bana.
Batı'ya dönsem baksam, gözlerimin önünde durursun.
Yukarıya baksam, olduğundan da daha yüksek olursun.
Aşağıya baksam, burada her şey sensin.
Sensin, herkese yerini veren, ama sen onların yeri değilsin.
Bütünü sensin, ama bizim gibi fâni (geçici) değilsin.
Sen benim kalbimsin, benim vicdanım, düşüncem, ruhumsun.
Nefesimin ritmiği, kalbimin düğümüsün.
Seni düşünecek olursam, beni bir hasret sarar.
Eğer seni unutacak olursam o zamanda eziyet, işkence ve matem.
Tam o kalplerden oldum, acı yağmurunu dileyenlerden.
Seni diliyorum- ama ödül olarak değil.
Seni diliyorum- ama yalnız ceza için.
Çünkü bütün arzularıma kavuştum.
Yalnız ona değil, onun cefası, beni kendine hayran ediyor.
Hamd olsun O'na ki; O kendi varlığının sır ışığını,
Apaçık, kendi yarattıklarına, yiyenin içenin kılığında gösterene.
Tâkî yaradılışına’dek, O'na gözleri ile yakın gören.
Aynen kas kasa değercesine yakın bir şekilde.
Ey Arzu’larımın en büyüğü bak !
Sana ve Kendime hayretler içindeyim
Sen Kendine o kadar yaklaştırdın ki
Sandım ki, Sen gerçekten bensin.
Kendimi hayranlıktan kaybetmişken yok ettin kendinde beni.
Sen hayatımın şifası’sın, ölümden sonra edebi huzurumsun.
Senden başkasına güvenim yok.
Senden başka ne umudum ne de korkum var.
Sır Bahçenin çiçekleri türlü türlü açmış.
Bu Sanat bütün güzelliği ve bilgiyi bir araya toplamış, bir etmiş.
Eğer bir şey dileyecek olursam, ey beni.
Budur ki rüyam isteğim ve dileğim.
Vah beni ! Azabımın sebebi kendimim!
Aynı bir boğulan kişi gibi - parmaklarını görüyorsun.
Yalvarıyor yardım istiyor - ve denizin içine batıyor.
Hiç bir kimse bilmiyor, bana ne olduğunu,
O benim ne çektiğimi bilen, O içimdeki boyun eğdiğinde:
Onun elinde duruyor çünkü ölümüm, yaşamım.
Ey yüce Arzu, benim misafirim, beni bana öğreten.
Canım, Dünyam, İnancım!
Konuş deki: ’’ Seni satın aldım ’ ’kulağımla, gözümle!
Nedendir bu Nazın, sılanda kime?
Eğer sen, Gözlere uzak saklanırsan:
Seni Kalbim ta uzaktan tanır, bilir.
Gönlümde bütün düşünceler senin üzerine döner.
Dilim başka bir şey söylemez, senin Aşkından başka.
Doğu’ya dönsem baksam, batıdan doğarsın bana.
Batı'ya dönsem baksam, gözlerimin önünde durursun.
Yukarıya baksam, olduğundan da daha yüksek olursun.
Aşağıya baksam, burada her şey sensin.
Sensin, herkese yerini veren, ama sen onların yeri değilsin.
Bütünü sensin, ama bizim gibi fâni (geçici) değilsin.
Sen benim kalbimsin, benim vicdanım, düşüncem, ruhumsun.
Nefesimin ritmiği, kalbimin düğümüsün.
Seni düşünecek olursam, beni bir hasret sarar.
Eğer seni unutacak olursam o zamanda eziyet, işkence ve matem.
Tam o kalplerden oldum, acı yağmurunu dileyenlerden.
Seni diliyorum- ama ödül olarak değil.
Seni diliyorum- ama yalnız ceza için.
Çünkü bütün arzularıma kavuştum.
Yalnız ona değil, onun cefası, beni kendine hayran ediyor.
Hamd olsun O'na ki; O kendi varlığının sır ışığını,
Apaçık, kendi yarattıklarına, yiyenin içenin kılığında gösterene.
Tâkî yaradılışına’dek, O'na gözleri ile yakın gören.
Aynen kas kasa değercesine yakın bir şekilde.
Ey Arzu’larımın en büyüğü bak !
Sana ve Kendime hayretler içindeyim
Sen Kendine o kadar yaklaştırdın ki
Sandım ki, Sen gerçekten bensin.
Kendimi hayranlıktan kaybetmişken yok ettin kendinde beni.
Sen hayatımın şifası’sın, ölümden sonra edebi huzurumsun.
Senden başkasına güvenim yok.
Senden başka ne umudum ne de korkum var.
Sır Bahçenin çiçekleri türlü türlü açmış.
Bu Sanat bütün güzelliği ve bilgiyi bir araya toplamış, bir etmiş.
Eğer bir şey dileyecek olursam, ey beni.
Budur ki rüyam isteğim ve dileğim.
Kalbimde bazı haz ve istekler
vardı.
Onlar bir oldular, seni gördüğümden beri.
Eğer beni kıskanacaklarsa, şimdi kıskansınlar.
Sen benim Efendim olandan beri, canlıların Efendisi’yim.
O sebeptendir ki dostlarım yarenlerim ve düşmanlarım kınarlar beni.
Çünkü hiç kimse sezmiyor acılarımın büyüklüğünü.
Onlara bıraktım Dünyayı İnançlarını, Senin aşkından, Her şeyi…
Ey benim Kutsal’ım, bütünümle sana sevgi ile donanmışım.
Sen kendini bana açtın, tâkî benim ruhumda olduğuna inanana kadar.
Ben Gönlümü senin dışında her şeye ters döndüm, görmüyorum.
Bana yabancı iken böyle durum ve görüyorum ki yalnız sen bana yakınsın.
Burada hayatın hapsindeyim, tamamen senden kapatılmışım, yani senin güvenilir yakınlığından.
Kopar beni Ey Efendim, kendine al beni bu Zindandan.
Sen Kalp ve Kalp derisin arasında akansın.
Gözyaşların, Göz Pınarlarından aktığı gibi…
Ve kalbimin derin bilincinde oturmaktasın.
Aynen ruhumun vücudumda oturduğu gibi…
Yağışsız yağmur olmaz,
Eğer hareket ettirmezsen, içinde gizlenir.
Senin yerin kalbimin bütünüdür.
O Sebeple başka kimseye yer yok.
Ruhum seni derimle kemiğimin arasına ekmiş.
Ne zannediyorsun, seni özlediğim zaman nasıl davranırım?
Ey Yar’rab bırak teşekkür edeyim.
Bu güzel armağan için,
Tanımama müsaade ettiğin için, yüceliğinin sırrını.
Başkaları sansın ki bir yasağa karşı geliyorlar.
Bana hak oldu doğru oldu, bu yol.
Kullarını affet bağışla onları,
O etrafıma toplanıp ta, beni öldürmeye niyet edenleri.
Eğer onlarında perdesini benim ki gibi kaldırsaydın.
Eminim ki onlarda şimdi böyle yapmazlardı.
Onlar bir oldular, seni gördüğümden beri.
Eğer beni kıskanacaklarsa, şimdi kıskansınlar.
Sen benim Efendim olandan beri, canlıların Efendisi’yim.
O sebeptendir ki dostlarım yarenlerim ve düşmanlarım kınarlar beni.
Çünkü hiç kimse sezmiyor acılarımın büyüklüğünü.
Onlara bıraktım Dünyayı İnançlarını, Senin aşkından, Her şeyi…
Ey benim Kutsal’ım, bütünümle sana sevgi ile donanmışım.
Sen kendini bana açtın, tâkî benim ruhumda olduğuna inanana kadar.
Ben Gönlümü senin dışında her şeye ters döndüm, görmüyorum.
Bana yabancı iken böyle durum ve görüyorum ki yalnız sen bana yakınsın.
Burada hayatın hapsindeyim, tamamen senden kapatılmışım, yani senin güvenilir yakınlığından.
Kopar beni Ey Efendim, kendine al beni bu Zindandan.
Sen Kalp ve Kalp derisin arasında akansın.
Gözyaşların, Göz Pınarlarından aktığı gibi…
Ve kalbimin derin bilincinde oturmaktasın.
Aynen ruhumun vücudumda oturduğu gibi…
Yağışsız yağmur olmaz,
Eğer hareket ettirmezsen, içinde gizlenir.
Senin yerin kalbimin bütünüdür.
O Sebeple başka kimseye yer yok.
Ruhum seni derimle kemiğimin arasına ekmiş.
Ne zannediyorsun, seni özlediğim zaman nasıl davranırım?
Ey Yar’rab bırak teşekkür edeyim.
Bu güzel armağan için,
Tanımama müsaade ettiğin için, yüceliğinin sırrını.
Başkaları sansın ki bir yasağa karşı geliyorlar.
Bana hak oldu doğru oldu, bu yol.
Kullarını affet bağışla onları,
O etrafıma toplanıp ta, beni öldürmeye niyet edenleri.
Eğer onlarında perdesini benim ki gibi kaldırsaydın.
Eminim ki onlarda şimdi böyle yapmazlardı.
HALLAC-I
MANSUR
Renk Kodu:
C: 22 M: 64 Y: 3 K: 0
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Ne güzel kelimeler onlar... Parmaklarınıza sağlık...