261. (Aşk ve Karadut)
En sevdiğim mitolojik öykülerden birini sizlerle paylaşmak istedim dostlar...
Bir zamanlar birbirlerine aşık iki genç
vardı. Kızın adı Tispe, delikanlının ki ise Piremus idi.
Bunlar yan yana evlerde otururlardı. Birlikte
büyüdüler ve çocukluklarından beri birbirlerine karşı aşk beslerlerdi. Fakat aileleri
görüşmelerini istemezler, birbirlerine uygun olmadıklarını düşünürlerdi. Oysa
onlar birbirlerini ölesiye seviyorlardı.
İki evin arasında gizli bir çatlak vardı; aileleri bunu bilmez, onlar da geceleri burda buluşur, o aradan birbirlerine seslerini duyurur, aşklarını dile getirirlerdi. Bir gece ormandaki ağacın altında buluşmaya karar verdiler.
Tispe, ağaca Piremus'tan önce varmıştı. Gittiğinde avını yeni yemiş ağzından kanlar akan kocaman bir aslanla karşı karşıya geldi. Korkarak bir mağaraya doğru koşmaya başladı. Farkında olmadan yolda boynundaki eşarbını düşürmüştü.
O sırada Piremus geldi gördükleri karşısında donup kalmıştı. Kocaman aslan ağzında kanlarla birlikte biricik sevgilisi Tispe’ nin eşarbını parçalıyordu.
O an aklına gelen ilk ve tek şey aslanın Tispe'yi öldürerek yediğiydi. Tispe'siz yaşayamazdı.
Aklından geçen sadece aşkı uğruna canına kıymaktı. Belinden hançerini çıkardı ve göğsüne sapladı. Kanlar içinde cansız bedeni yere düştü.
Tispe ise korkusunu bir kenara atıp bir an önce aşkını görmek için mağaradan çıkmaya karar vermişti. Ağacın altına geldiğinde o korkunç sahneyle yüzleşti. Piremus'un cansız vücudu
yerdeydi ve elinde
Tispe'nin düşürdüğü eşarbını tutuyordu. İlk önce genç kız olanlar karşısında
ağlamaktan hiçbir şeyi anlayamamıştı. Ama eşarbı ve uzaklaşan aslanı görünce
anladı.İki evin arasında gizli bir çatlak vardı; aileleri bunu bilmez, onlar da geceleri burda buluşur, o aradan birbirlerine seslerini duyurur, aşklarını dile getirirlerdi. Bir gece ormandaki ağacın altında buluşmaya karar verdiler.
Tispe, ağaca Piremus'tan önce varmıştı. Gittiğinde avını yeni yemiş ağzından kanlar akan kocaman bir aslanla karşı karşıya geldi. Korkarak bir mağaraya doğru koşmaya başladı. Farkında olmadan yolda boynundaki eşarbını düşürmüştü.
O sırada Piremus geldi gördükleri karşısında donup kalmıştı. Kocaman aslan ağzında kanlarla birlikte biricik sevgilisi Tispe’ nin eşarbını parçalıyordu.
O an aklına gelen ilk ve tek şey aslanın Tispe'yi öldürerek yediğiydi. Tispe'siz yaşayamazdı.
Aklından geçen sadece aşkı uğruna canına kıymaktı. Belinden hançerini çıkardı ve göğsüne sapladı. Kanlar içinde cansız bedeni yere düştü.
Tispe ise korkusunu bir kenara atıp bir an önce aşkını görmek için mağaradan çıkmaya karar vermişti. Ağacın altına geldiğinde o korkunç sahneyle yüzleşti. Piremus'un cansız vücudu
Bir an mağarada düşündüğü o korkunç şey başına gelmişti. Ve onun öldüğünü düşünen Piremus aşkı uğruna canına kıymıştı. Tispe bir an bile düşünmeden hançeri aldı ve göğsüne götürdü. Onların aşkı ölesiye bir aşktı, ölüm bile onları ayıramazdı. Eğer Piremus aşkı uğruna ölümü göze aldıysa o da hiç çekinmeden canına kıyabilirdi ve hançeri sapladı. Birden vücudu Piremusun bendeninin üstüne yığıldı. O anda tanrılar bu yüce aşkı ölümsüzlestirmek istediler ve bu çiftin üstünde duran ağacı onların aşkına adadılar.
Piremusun kanını bu ağacın meyvelerine, Tispenin gözyaşlarını ise ağacın yapraklarına verdiler. O günden beri karadut ağacının meyvesinin çıkmayan lekesini (Piremus’ un kan lekesini), dut ağacının yaprakları (Tispe’ nin gözyaşları) temizler.
Renk Kodu: C: 11 M: 0 Y: 100 K: 50
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Ne güzel kelimeler onlar... Parmaklarınıza sağlık...