181. Gün (Çok Acı Çekiyorum.)
Kalbim dayanmıyor bu
kitaptaki satırları okumaya… Derin mi derin bir iç çekişin sesini duyuyorum
kulaklarımda… Paylaşmak istedim.
"Tanrı biliyor
ya, çoğu zaman bir daha uyanmama isteğiyle hatta umuduyla yatıyorum yatağıma;
sabah gözlerimi açıpta güneşi gördüğümde içerliyorum. Ah, keşke suçsuz biri
olsaydım da suçu havaya, öbür insanlara ya da başarısız girişimlerime
atabilseydim, o zaman bu isteksizliğimin dayanılmaz yükü yarı yarıya hafiflemiş
olurdu.
Vay halime! Fazlasıyla hissediyorum ki, bütün suç yalnızca bende – hayır, suç değil bu – bütün mutlulukların kaynağı içimde gizliydi bir zamanlar, şimdi ise bütün kederimin kaynağı gizli içimde, işte o kadar. Bir zamanlar duyumsamaların bolluğunda yüzen, adım başı bir cennetle karşılaşan, sevgisiyle bütün dünyayı kucaklayabilecek yüreği olan o kişi değil miyim ben artık?
Şimdi bu yürek ölü, içinden hiçbir coşku yükselmiyor artık, gözlerim kurudu ve insanı
ferahlatan gözyaşlarıyla artık canlanmayan duygularım, korkuyla alnımın kırışmasına neden oluyor. Çok acı çekiyorum; çünkü yaşamımın biricik coşkusunu, çevremde bana dünyalar yaratan o kutsal, o can veren gücü yitirdim; o güç yok oldu!
Penceremden uzaktaki tepelere bakınca sabah güneşinin sisleri deldiğini, uykulu yeşil çimenlerin üzerine ışık saçtığını, sevimli ırmağın yaprak dökmüş söğütlerin arasından kıvrıla kıvrıla bana doğru geldiğini görüyorum.
Fakat bu güzel tabiat cansız bir tablo gibi karşımda duruyor. Bütün güzellikler kalbimde bir damlacık bahtiyarlık uyandırıp beynime gönderemiyor. Tanrının huzurunda kurumuş bir çeşme, delik bir kova gibi duruyorum. Kaç defa kendimi yerlere atıp başının üstündeki göğün tunç gibi kaskatı durduğu ve toprakların susuzluktan çatladığı zamanlar yağmur isteyen bir çiftçi gibi Tanrı'ya bana gözyaşı vermesi için yalvardım.
Fakat biliyorum ki, Tanrı yağmurunu ve güneşini bizim bu öfkeli yalvarışlarımızla vermez. Ama şimdi, hatırladıkça içimi kemiren o eski günler neden öyle tatlıydı? Tanrının rahmetini sabırla beklediğim, bana verdiği sevinci içten ve minnet dolu bir kalple duyduğum için mi ?"
Genç Werther'in Acıları
Johann Wolfgang von Goethe
Renk Kodu: C: 100 M: 95 Y: 65 K: 0
Vay halime! Fazlasıyla hissediyorum ki, bütün suç yalnızca bende – hayır, suç değil bu – bütün mutlulukların kaynağı içimde gizliydi bir zamanlar, şimdi ise bütün kederimin kaynağı gizli içimde, işte o kadar. Bir zamanlar duyumsamaların bolluğunda yüzen, adım başı bir cennetle karşılaşan, sevgisiyle bütün dünyayı kucaklayabilecek yüreği olan o kişi değil miyim ben artık?
Şimdi bu yürek ölü, içinden hiçbir coşku yükselmiyor artık, gözlerim kurudu ve insanı
ferahlatan gözyaşlarıyla artık canlanmayan duygularım, korkuyla alnımın kırışmasına neden oluyor. Çok acı çekiyorum; çünkü yaşamımın biricik coşkusunu, çevremde bana dünyalar yaratan o kutsal, o can veren gücü yitirdim; o güç yok oldu!
Penceremden uzaktaki tepelere bakınca sabah güneşinin sisleri deldiğini, uykulu yeşil çimenlerin üzerine ışık saçtığını, sevimli ırmağın yaprak dökmüş söğütlerin arasından kıvrıla kıvrıla bana doğru geldiğini görüyorum.
Fakat bu güzel tabiat cansız bir tablo gibi karşımda duruyor. Bütün güzellikler kalbimde bir damlacık bahtiyarlık uyandırıp beynime gönderemiyor. Tanrının huzurunda kurumuş bir çeşme, delik bir kova gibi duruyorum. Kaç defa kendimi yerlere atıp başının üstündeki göğün tunç gibi kaskatı durduğu ve toprakların susuzluktan çatladığı zamanlar yağmur isteyen bir çiftçi gibi Tanrı'ya bana gözyaşı vermesi için yalvardım.
Fakat biliyorum ki, Tanrı yağmurunu ve güneşini bizim bu öfkeli yalvarışlarımızla vermez. Ama şimdi, hatırladıkça içimi kemiren o eski günler neden öyle tatlıydı? Tanrının rahmetini sabırla beklediğim, bana verdiği sevinci içten ve minnet dolu bir kalple duyduğum için mi ?"
Genç Werther'in Acıları
Johann Wolfgang von Goethe
Renk Kodu: C: 100 M: 95 Y: 65 K: 0
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Ne güzel kelimeler onlar... Parmaklarınıza sağlık...