178.
Gün (Kavanoz ve
İki Fincan Kahve)
Bir gün bir Felsefe profesörü, elinde birkaç kutu olduğu
halde derse gelir. Ders başladığında, hiçbir şey söylemeden, önüne büyükçe bir
mayonez kavanozunu alır ve ağzına kadar tenis
topları ile doldurur ve öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar. Öğrenciler
kavanozun dolduğunu ifade ederler. Bu
sefer profesör önündeki kutulardan bir tanesinden aldığı çakıl taşlarını,
çalkalayarak kavanoza döker,
böylece çakıl taşları kayarak, tenis toplarının aralarındaki boşlukları
doldurur ve öğrencilere tekrar kavanozun dolup dolmadığını sorar, onlarda
“Evet” doldu derler, profesör bu defa masanın üzerindeki diğer kutuyu eline
alır ve içindeki kumu yavaşça kavanoza döker. Tabii ki kumlar da çakıl taşlarının aralarındaki
boşlukları doldurur. Ve tekrar öğrencilere
kavanozun dolup dolmadığını sorar. Öğrenciler de koro halinde “Evet” derler.
Bu sefer profesör masanın altında hazır bekleyen 2 fincan kahveyi alır ve kavanoza boşaltır, Kahve de kumların arasında kalan boşlukları doldurur. Öğrenciler gülerler! Profesör öğrencilerin gülüşünü destekleyerek “Evet” diyerek; “Ben bu kavanozun sizin hayatınızı simgelediğini ifade etmeye çalıştım “ der. Şöyle ki; Bu tenis topları hayatınızdaki önemli şeylerdir; aileniz, çocuklarınız, sıhhatiniz, arkadaşlarınız ve sizin için önemli olan şeylerdir. Diğer şeyleri kaybetseniz de, bu önemli şeyler kalır ve hayatınızı doldurur. O çakıl taşları ise daha az önemli olan diğer şeylerdir; işiniz, eviniz, arabanız vs.
Kum ise diğer ufak tefek şeylerdir. “Şayet kavanoza önce kum doldurursanız...” diye anlatmaya devam eder. “Çakıl taşlarına ve özellikle de tenis toplarına (yeterli) yer kalmaz. Aynı şey hayatımız için de geçerlidir. Vaktinizi ve enerjinizi ufak tefek şeylere harcar, israf ederseniz, önemli şeyler için vakit kalmayacaktır. Dikkatinizi mutluluğunuz için önem arz eden şeylere çevirin. Çocuklarınızla oynayın. Sağlığınıza dikkat edin. Eşinizle yemeğe çıkın. Evinizin ihtiyaçlarını karşılayın. Öncelikle tenis toplarını kavanoza yerleştirin. Öncelikleri, sıralamayı iyi bilin. Gerisi hep kumdur.
Bu Ara Bir öğrenci sorar; “Peki, O iki fincan kahve nedir?”
Profesör gülerek: “Bu soruyu bekliyordum, Hayatınız ne kadar dolu olursa olsun, her zaman dostlarınız ve sevdiklerinizle bir fincan kahve içecek kadar yer vardır…
Bu sefer profesör masanın altında hazır bekleyen 2 fincan kahveyi alır ve kavanoza boşaltır, Kahve de kumların arasında kalan boşlukları doldurur. Öğrenciler gülerler! Profesör öğrencilerin gülüşünü destekleyerek “Evet” diyerek; “Ben bu kavanozun sizin hayatınızı simgelediğini ifade etmeye çalıştım “ der. Şöyle ki; Bu tenis topları hayatınızdaki önemli şeylerdir; aileniz, çocuklarınız, sıhhatiniz, arkadaşlarınız ve sizin için önemli olan şeylerdir. Diğer şeyleri kaybetseniz de, bu önemli şeyler kalır ve hayatınızı doldurur. O çakıl taşları ise daha az önemli olan diğer şeylerdir; işiniz, eviniz, arabanız vs.
Kum ise diğer ufak tefek şeylerdir. “Şayet kavanoza önce kum doldurursanız...” diye anlatmaya devam eder. “Çakıl taşlarına ve özellikle de tenis toplarına (yeterli) yer kalmaz. Aynı şey hayatımız için de geçerlidir. Vaktinizi ve enerjinizi ufak tefek şeylere harcar, israf ederseniz, önemli şeyler için vakit kalmayacaktır. Dikkatinizi mutluluğunuz için önem arz eden şeylere çevirin. Çocuklarınızla oynayın. Sağlığınıza dikkat edin. Eşinizle yemeğe çıkın. Evinizin ihtiyaçlarını karşılayın. Öncelikle tenis toplarını kavanoza yerleştirin. Öncelikleri, sıralamayı iyi bilin. Gerisi hep kumdur.
Bu Ara Bir öğrenci sorar; “Peki, O iki fincan kahve nedir?”
Profesör gülerek: “Bu soruyu bekliyordum, Hayatınız ne kadar dolu olursa olsun, her zaman dostlarınız ve sevdiklerinizle bir fincan kahve içecek kadar yer vardır…
Renk Kodu: C: 46 M: 38 Y: 98 K: 0
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Ne güzel kelimeler onlar... Parmaklarınıza sağlık...