167. Gün (Ağlamak İçin Gözden
Yaş mı Akmalı?)
Basmakalıp davranışlarla algılamaya çalışıyoruz hayatı…
Bildik cümlelerle derinlemesine düşünmeden ya da hissetmeden anlamaya
çalışıyoruz hayatı… Oysa onca ayrıntıda onca sözcüğün alt yazısında bizi yaralayacak
davranışlar var. Sanıyor ki insanlar her şey göründüğü gibi… Bu mutlaka acı
vermeli, bu mutlaka seni sevindirmeli diye geçiriyorlar içlerinden. Bu da
derinlemesine yaşanmadığının en büyük göstergesi aslında... Hayat öğretilmiş
davranışlarla algılanamayacak kadar derin sezişler barındırıyor içinde ama
anlayana demeden edemiyorum… Bu da ne kadar hazin bir tablonun içinde
bulunduğumuzu kanıtlamıyor mu? Victor Hugo ne kadar derin bir sezişle anlatmış
bize davranışların alt yazısını okumamız gerektiğini…
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, mal mı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mi olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, mal mı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mi olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
Victor Hugo
Bu guzel yazilarin icin illa yorum mu yazmak lazim :-):-)
YanıtlaSil